
Menopoz: Kadın Yaşamının Doğal Bir Dönemi
Menopoz, kadınların hayatında doğal bir geçiş dönemidir, tıpkı bebeklik, ergenlik ve cinsel olgunluk gibi. Yumurtalık fonksiyonlarının sonlanmasıyla birlikte ortaya çıkar.
Menopoz, olumsuz etkileri önlenmeye ve tedavi edilmeye çalışılan bir durum olarak kabul edilmektedir.
Dünya genelinde menopoz yaşı 45-55 yaş aralığındadır, Türkiye’de ise ortalama menopoz yaşı 46-48 olarak belirlenmiştir.
Menopozun Tanımı ve Dönemleri
Menopoz, yumurtalıkların aktivitelerini kaybetmesi sonucu adet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesidir.
Menopoz, Dünya Sağlık Örgütü’nün sınıflandırmasına göre üç döneme ayrılır:
Premenopoz: İlk belirtilerin görüldüğü dönemden menopoza kadar olan süreçtir. Bu dönemde yumurtalıklardaki folikül aktivitesi yavaşlar ve adetler düzensizleşir.
Menopoz: En son adet kanamasının görüldüğü andır.
Postmenopoz: Menopozdan yaşlılık dönemine kadar olan 6-8 yıllık süreçtir. Bir kadının postmenopozda kabul edilmesi için 12 ay boyunca adet görmemiş olması gerekir.
Menopoz, oluşum biçimine göre de sınıflandırılır:
Doğal menopoz
Erken menopoz: 45 yaşından önce ortaya çıkan menopozdur. Otoimmün hastalıklar, radyoterapi, kemoterapi, enfeksiyonlar, çevresel nedenler, kürtaj ve düşükler, sık gebelik, aşırı şişmanlık ve hipotiroidizm gibi sebeplerle oluşabilir.
Cerrahi menopoz: Yumurtalıkların cerrahi olarak alınması veya radyasyon tedavisi gibi durumlarla ortaya çıkar.
Menopozu Etkileyen Faktörler
Genetik faktörler: Ailedeki kadınların benzer yaşlarda menopoza girmesi.
Genital faktörler: Düzensiz adet gören kadınların daha erken menopoza girmesi; doğurganlık durumu, ilk adet yaşı, doğum kontrol hapı kullanımı, emzirme süresi gibi faktörler.
Psikolojik faktörler: Psikolojik travmalar menopozu hızlandırabilir; savaş, göç, deprem, uzun süren hapishane hayatı gibi.
Fiziki ve çevresel faktörler: Soğuk iklimlerde ve zorlu şartlarda yaşayan kadınlarda menopoz yaşının daha erken olması.
Sigara kullanımı: Yoğun sigara içen kadınlarda menopozun 1-2 yıl daha erken görülmesi.
Genel sağlık durumu: Ağır metabolik hastalıklar, genetik bozukluklar, enfeksiyonlar, kemoterapi ve radyoterapi menopoz yaşını etkileyebilir.
Sosyal faktörler: Kırsal ve geleneksel toplumlarda menopoz yaşının daha erken görülebilmesi.
Menopoz Belirtileri
Menopoz döneminde kadınlar hem fiziksel hem de ruhsal bir dizi semptom yaşayabilirler.
Premenopozal dönem belirtileri:
- Adet düzensizlikleri
- Yumurtlamada azalma
- Ateş basmaları
- Aşırı terleme
- Depresif ruh hali
- Uyuyamama
- Gerginlik, sinirlilik
- İştah artışı
- Konsantrasyon güçlüğü
- Yüzde kızarma
- Nabızda artış
- Baş ağrısı, baş dönmesi
- Sıcak basması
- Öz güven azlığı
- Unutkanlık
- Dikkatsizlik
- Yorgunluk
- Cinsel istekte azalma
Menopoz sonrası görülen belirtiler:
- Premenopoz belirtilerinin devam etmesi
- Genital organlarda atrofi (küçülme); rahim, vajina, vulva ve üretrada küçülme, sık idrara çıkma, kabızlık, vulvada kaşıntı, ağrılı cinsel ilişki, rahim sarkması, idrar kaçırma, idrar kesesi sarkması, makatta sarkma
- Deri, saç ve ter bezlerinde değişiklikler; deri incelmesi, kolajen azalması, saç ve kıl miktarında azalma, cilt kuruması, yara iyileşmesinin gecikmesi, çene, dudak ve göğüste kalın tüyler çıkması, koltuk altı ve genital bölgede kıl miktarının azalması
- Ağız kuruluğu, ağızda kötü tat, diş eti hastalıkları
- Kabızlık ve basur
- Reflü ve safra taşı
- Kalp hastalıkları riskinde artış; kolesterol artışı, yüksek tansiyon, damar sertliği
- Osteoporoz (kemik erimesi); kemik mineral yoğunluğunun azalması, kırık riskinde artış
- Metabolik hızın yavaşlaması ve kilo artışı
- Cinsel isteksizlik
Menopoz Tanısı
Menopoz tanısının erken konulması önemlidir, çünkü menopozdaki kayıpların çoğu ilk yılda gerçekleşir.
Tanı için; şikayetler ve jinekolojik muayene, pap-smear ve kan testleri yapılır.
Menopoz tanısı genellikle:
Önceden düzenli adet gören kadınlarda 1 yıl ve daha uzun süreli adetsiz dönem ile konulabilir.
Düzensiz adet gören veya histerektomi geçirmiş kadınlarda kanda FSH düzeyine bakılarak konulabilir. FSH düzeyinin 40 pg/ml üzerinde olması menopoz göstergesidir.
FSH düzeyi 25-40 pg/ml arasında ise premenopoz olduğu düşünülür.
Düzensiz kanaması olan kadınlarda gebelik ve diğer hastalıklar araştırılmalıdır.
Menopoz tanısı için; menopoz hormon testleri, kemik dansitometresi, mamografi, kan biyokimyası, ultrasonografi ile yumurtalıkların ve rahim içi kalınlığın değerlendirilmesi işlemleri yapılmaktadır.
Menopoz Tedavisi
Menopoz aslında doğal bir süreçtir ve tedavi gerektirmeyebilir.
Ancak, düşük östrojen seviyelerine bağlı semptomlar ve hastalıklar için tedavi gerekebilir.
Tedavi yöntemleri:
Hormon Replasman Tedavisi (HRT): Östrojen takviye tedavisidir. Östrojen ve progesteron içeren ilaçlar düzenli olarak verilir. HRT, osteoporoz ve kalp-damar hastalıkları riskini azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca sıcak basması, terleme, çarpıntı ve halsizlik gibi belirtilere de iyi gelebilir. HRT, kemik kaybını önler, kemik kitlesini artırır, kırık riskini azaltır. Tedavi cinsel yaşam üzerinde olumlu etki gösterir, ağız kuruluğu, kötü tat ve diş çürüklerini azaltır.
Hormon tedavisinin uygulanmadığı durumlar: Bilinen ve şüpheli rahim ve meme kanseri, teşhis edilmemiş anormal kanamalar, karaciğer hastalığı, pıhtı atma riski, şişmanlık, varis, hipertansiyon, aşırı sigara, kalp krizi, beyin damar tıkanıklığı veya inme. Hipertansiyon, diyabet, safra kesesi taşı, hiperlipidemi, migren ve rahimde miyom varlığında dikkatli kullanılmalıdır.
Hormon Tedavisinin Kullanım Şekilleri: HRT hem enjeksiyon şeklinde hem de ağızdan alınabilir. Vajinal krem şeklinde de olabilir. Bu tedaviyi alan hastalarda düzenli meme ve rahim muayenesi ile kemik ölçümü yapılmalıdır.
Yaşam tarzı değişiklikleri:
Sıcak basmalarına karşı hafif ve kat kat giyinmek
Baharat ve kafeini azaltmak, sigara ve alkolden uzak durmak
Ağrılı cinsel ilişki için rahatlatıcı yağlar kullanmak
Düzenli cinsel ilişki sağlamak
Günlük kalsiyum alımına dikkat etmek
Düzenli egzersiz yapmak
Tuz alımını kısıtlamak
E vitamini ve D vitamini takviyesi almak
Beslenme: Metabolizma yavaşlamasına bağlı kilo alımını engellemek, osteoporozdan korunmak için uygun beslenmek önemlidir.
Menopozda Cinsel Yaşam
Menopozla birlikte cinsel yaşam sona ermez
Östrojen azlığı nedeniyle cinsel organlarda küçülme ve ağrılı cinsel ilişki yaşanabilir.
Ağrıyı azaltmak için kayganlaştırıcılar kullanılabilir.
Menopoz, her kadının yaşayacağı doğal bir süreçtir.
Erken tanı ve uygun tedavi ile menopozun olumsuz etkileri en aza indirilebilir.
Menopoz döneminde sağlıklı bir yaşam sürdürmek için düzenli doktor kontrolü, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri önemlidir.
Randevu Al

Migren Botoksu Nedir? Nasıl Uygulanır?
Migren Botoksu: Ağrılarınıza Veda Etmenin Konforlu Yolu
Migren, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, şiddetli baş ağrıları ve diğer belirtilerle kendini gösteren bir nörolojik rahatsızlıktır. Özellikle kronik migren yaşayan bireyler için, botoks tedavisi ağrıların hafifletilmesi ve atakların önlenmesinde umut vadeden bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Bu makalede, migren botoksu hakkında merak edilen temel bilgileri ve sıkça sorulan soruları ele alacağız.
Migren Botoksu Nedir?
Migren botoksu, migren ataklarını hafifletmek veya önlemek amacıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavide kullanılan botulinum toksini, aslında bir çeşit sinir zehridir. Ancak düşük dozlarda kullanıldığında, migren tedavisinde oldukça etkili bir yöntem olarak ortaya çıkmaktadır. Botulinum toksini, migrende patofizyolojiden sorumlu trigeminovasküler sistem üzerinde düzenleme yaparak, atak sıklık ve şiddetinde %70’e varan azalma sağlayabilmektedir. Botoks, sinir uçlarındaki belirli kimyasalların salınımını engelleyerek migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltır.
Migren Botoksu Nasıl Etki Eder?
Botoks, enjekte edildiği bölgedeki sinir uçlarına etki ederek ağrı iletiminde rol oynayan kimyasalların etkisini engeller. Kas-sinir kavşağında asetilkolin adı verilen kimyasal maddenin salgılanmasını baskılar. Bu sayede o bölgedeki kas dokusunda geçici his kaybına yol açar. Aynı zamanda, yüzeyel kas liflerinde duyarlılığı inhibe ederek, yüzeyden merkeze gönderilen ağrı sinyallerini azaltır ve etkilenen kaslarda ağrı duyusunun hissedilmemesini sağlar. Özetle, migren botoksu, santral sinir sisteminin ağrı duyarlılığını dolaylı yoldan, geçici bir süreyle bloke eder.
Migren Botoksu Kimler İçin Uygundur?
Migren botoksu genellikle kronik migren tanısı konmuş ve diğer tedavilere yanıt vermeyen 18 yaş ve üzerindeki bireyler için uygun bir tedavi yöntemidir. Kronik migren, bir ay içerisinde en az 15 gün boyunca baş ağrısı yaşanması ve bu ağrıların en az 8 gününde migren kriterlerini karşılaması durumudur.
Migren botoksu, aşağıdaki durumlarda uygun olmayabilir:
- Hamile veya emziren kadınlar
- Botulinum toksinine alerjisi olan bireyler
- Bazı kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları olanlar
- Nörolojik hastalıkları bulunan kişiler
Tedaviye başlamadan önce, hastanın detaylı bir tıbbi değerlendirmeden geçirilmesi gerekmektedir. Doktor, hastanın genel sağlık durumu ve migren geçmişini değerlendirerek botoks tedavisinin uygun olup olmadığını belirler. Migren botoksu tedavisi için hastanın ayda ortalama 2 ya da daha fazla migren atağı geçirmesi veya 10 günü aşan baş ağrısı yaşaması da önemlidir.
Migren Botoksu Nasıl Uygulanır?
Migren botoksu, genellikle baş, boyun ve omuzların belirli bölgelerine küçük iğnelerle yapılan enjeksiyonlar şeklinde uygulanır. Uygulama genellikle yaklaşık 20-30 dakika sürer. Standart bir uygulamada, genellikle 30-33 noktaya botoks enjeksiyonu yapılır.
Botoks enjeksiyonu yapılan başlıca bölgeler şunlardır:
- Alın: Alnın üst kısmına yapılan enjeksiyonlar, migren ağrılarını hafifletmeye yardımcı olur.
- Şakaklar: Şakaklara yapılan enjeksiyonlar, başın yan taraflarındaki ağrıyı azaltmayı hedefler.
- Boyun ve Omuzlar: Boyun ve omuzlara yapılan enjeksiyonlar, bu bölgelerdeki kas gerginliğini azaltarak migren ağrılarını hafifletebilir.
- Corrugator ve procerus: Her iki göz kapağının üstünde ve iki göz arasında yer alan kas gruplarıdır.
- Frontalis: Corrugator kaslarının üzerinden başlayıp tüm alın bölgesini kaplayan daha geniş bir alana sahiptir.
- Temporalis: Her iki gözün yanında ve kulak üstlerinde yer alır.
- Oksipitalis: Kafatasının arka kısmında, enseye yakın konumda bulunur.
- Servikal paraspinal kaslar: Ensenin başlangıcında, boynun alt kısmında yer alır.
- Trapezius kasları: Ensenin başlangıcında, boynun alt kısmında yer alır.
Uygulama, baş ve boyun anatomisini iyi bilen nöroloji uzmanları veya plastik cerrahi uzmanları tarafından yapılmalıdır. Enjeksiyonlar genellikle kas içine yapılır. Her bir tetik noktaya özel olarak hesaplanan dozlarda ilaç enjekte edilir.
Migren Botoksunun Faydaları
- Migren botoksunun başlıca faydaları şunlardır:
- Migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltır.
- Ağrı kesici ve diğer ilaç kullanımını azaltır.
- Migren semptomlarını (bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet) hafifletir.
- Yaşam kalitesini artırır.
- Uzun süreli rahatlama sağlar (genellikle 3-4 ay).
Migren Botoksu Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
- Migren botoksu nedir ve nasıl etki eder?
Migren botoksu, migren ataklarını hafifletmek veya önlemek amacıyla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Botulinum toksini (botoks), sinir uçlarında ağrı iletiminde rol oynayan kimyasalların salınımını engelleyerek kasların gevşemesini sağlar ve bu sayede migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltır. Baş, alın, şakaklar, boyun ve omuz bölgelerindeki belirli kaslara enjekte edilerek etki gösterir. Botoksun migren ataklarının patofizyolojisinden sorumlu trigeminovasküler sistem üzerinde de düzenleyici bir etkisi olduğu düşünülmektedir.
- Migren botoksu kimler için uygundur ve hangi durumlarda uygulanır?
Migren botoksu genellikle kronik migren tanısı almış, 18 yaş ve üzeri bireyler için uygundur. Kronik migren, bir ay içinde en az 15 gün baş ağrısı yaşanması ve bu baş ağrılarının en az 8 gününde migren kriterlerini karşılaması durumudur. İlaçlarla kontrol altına alınamayan veya ilaç tedavilerinden yan etki gören hastalarda da değerlendirilir. Hamile veya emziren kadınlar, botulinum toksinine alerjisi olanlar, bazı kas-iskelet sistemi hastalıkları olanlar ve nörolojik hastalıkları bulunan kişiler için uygun olmayabilir. Doktorun detaylı tıbbi değerlendirmesi sonucu, hastaya özel bir tedavi planı yapılır.
- Migren botoksu uygulaması nasıl yapılır ve nerelere enjeksiyon yapılır?
Migren botoksu, küçük iğnelerle baş, boyun ve omuz bölgesindeki belirli noktalara botulinum toksini enjekte edilerek uygulanır. Genellikle alın, şakaklar, boynun arka kısmı, ense, omuzlar ve kaşların üzerindeki kaslara enjeksiyon yapılır. Standart bir uygulamada yaklaşık 30-33 noktaya enjeksiyon yapılır, ancak hastanın durumuna göre bu sayılar değişebilir. Tedavi süresi genellikle 15-30 dakika sürer ve hastalar işlem sonrasında normal aktivitelerine dönebilirler. Enjeksiyonlar kas içine yapılır ve cilt altı enjeksiyonlarından kaçınılır.
- Migren botoksunun yan etkileri nelerdir ve tedavi ne kadar sürer?
Migren botoksu genellikle iyi tolere edilen bir tedavi yöntemidir. Ancak, enjeksiyon yerlerinde hafif ağrı, şişlik, morarma, baş ağrısı, kas zayıflığı veya boyun ağrısı gibi yan etkiler görülebilir. Nadiren, enjekte edilen bölgede sarkma veya alerjik reaksiyonlar da görülebilir. Bu yan etkiler genellikle hafiftir ve kısa sürede kendiliğinden geçer. Uygulamanın etkisi genellikle 10-14 gün içinde başlar ve ortalama 3-4 ay sürer. Bu süre sonunda, tedavi tekrarlanabilir.
- Migren botoksu kalıcı bir çözüm müdür ve tedavinin tekrarı gerekli midir?
Migren botoksu kalıcı bir çözüm değildir, ancak migren ataklarının sıklığını ve şiddetini önemli ölçüde azaltabilir. Botoksun etkisi geçici olduğu için, genellikle 3-4 ayda bir tekrar edilmesi gerekir. Tedavinin düzenli olarak tekrarlanması, migren ataklarının kontrol altında tutulmasına ve hastanın yaşam kalitesinin artmasına yardımcı olabilir. Tedavi sıklığı hastanın ihtiyacına ve doktorun önerisine göre belirlenir.
- Migren botoksunun geleneksel migren tedavilerine göre avantajları nelerdir?
Migren botoksu, özellikle ilaçlarla kontrol altına alınamayan kronik migren hastaları için önemli bir alternatiftir. İlaçların yan etkilerinden kaçınmak veya ilaç kullanımını azaltmak isteyen hastalar için de bir seçenek olabilir. Botoks tedavisi, ağrı kesicilerin sürekli kullanımını azaltarak ilaç kaynaklı yan etkilerin önüne geçmeye yardımcı olur. Aynı zamanda düzenli uygulama ile atakların sıklığı ve şiddetini azaltarak hastaların yaşam kalitesini artırır.
- Migren botoksu tedavisi ne kadar sürede etki eder ve kaç seans gereklidir?
Migren botoksu tedavisinin etkisi genellikle ilk uygulamadan sonra 10-14 gün içinde hissedilmeye başlar. Ancak tam olarak etkisinin görülmesi birkaç haftayı bulabilir. Tedavi genellikle tek seanslık bir uygulamadır. Ancak ilk yıl içinde 3-4 seans tekrarlanması önerilir. Daha sonraki seansların sıklığı hastanın durumuna ve doktorun tavsiyesine göre belirlenir. Tedaviye devam edilip edilmeyeceğine hasta ile birlikte doktor karar verir.
- Migren botoksu tedavisi ağrılı bir işlem midir ve maliyeti nedir?
Migren botoksu uygulaması genellikle ağrılı bir işlem olarak kabul edilmez. Enjeksiyonlar küçük iğnelerle yapılır ve işlem sırasında hafif bir rahatsızlık hissedilebilir. Ancak genellikle dayanılabilir bir düzeydedir ve hastalar uygulamadan hemen sonra normal yaşantılarına dönebilirler. Migren botoksunun maliyeti kişiye özel bir tedavi yöntemi olduğu için farklılık gösterebilir. Bu nedenle güncel fiyat bilgisi almak için tedavi olmayı düşündüğünüz sağlık kuruluşuna başvurmanız en doğrusu olacaktır.
Migren botoksu, özellikle kronik migren hastaları için önemli bir tedavi seçeneğidir. Ağrıları hafifletmek, atakları önlemek ve yaşam kalitesini artırmak için güvenli ve etkili bir yöntemdir. Ancak tedaviye başlamadan önce mutlaka bir uzmana danışmak önemlidir.