Yenidoğan ve Çocuklarda Sık Karşılaşılan Ortopedik Hastalıklar
Yenidoğan ve çocuklarda doğuştan, doğum sırasında ya da sonrasında birçok ortopedik hastalıkla karşılaşılabilmektedir. Bunlardan bazılarında konservatif tedaviler uygulanırken bazı durumlarda cerrahi yöntemlere başvurmak gerekmektedir. İşte yenidoğan ve çocuklarda sık karşılaşılan ortopedik hastalıklar…
Gelişimsel Kalça Displazisi nedir?
Gelişimsel kalça displazisi (GKD), doğumdan hemen sonra teşhis edilebilen ve başlangıçta femur başı asetabulum ilişkisinin bozulmadığı bir hastalıktır. Kız çocuklarda daha sık rastlanır. Zamanla (bebek büyüdükçe) kalça eklemindeki yumuşak dokularda ve kemik dokularındaki patoloji dolayısıyla eklemde tam çıkıklar oluşmaktadır. Eğer doğumda kalçanın çıkık olduğu tespit edilirse, “doğuştan” veya “konjenital” terimleri kullanılır. Konjenital çıkıklara sendromik hastalarda rastlanır. Tanı, doğum sonrasında ilk üç ayda yapılan kalça ultrasonografisinde (US) konulmaktadır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı kalça ultrasonunu rutin tarama olarak zorunlu kılmıştır. Tanının gecikmesi sonucu çocuklar topallayarak hekime gelirler. Oluşacak bu sorun geç dönemde ciddi sakatlıklara yol açmaktadır. Erken dönem 0–6 ay çocuklarda konservatif tedavi (pavlik bandajı), geç dönem 6–18 ay çocuklarda cerrahi yöntemler uygulanmaktadır.
Legg-Calve-Perthes Hastalığı nedir?
Legg-Calve-Perthes Hastalığı, kalça eklemini besleyen damarlanmanın bozulması sonucu kalça ekleminin uyumunun bozulmasıdır. En sık 2-12 yaş arasında (En sık 4-9 yaş grubu, erkeklerde daha sık) topallama ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Çocuklarda kalça bölgesinde 7 günden fazla süren ağrı ve ateş olmaksızın topallama Perthes hastalığını düşündürmelidir. Bazen ameliyatsız tedaviyle iyileşebilirken bazen de ameliyata rağmen iyileşme istenildiği gibi olmayabilir. Dünyada henüz tedavisi ile ilgili yaklaşımlarda netlik olmayan bir hastalıktır.
“Doğuştan çarpık ayak, en sık karşılaşılan doğumsal ortopedik anormalliktir”
Doğuştan ayakların çarpık olması tek ya da çift taraflı olabilir. 1–2/1000 canlı doğumda karşılaşılan, yoğun tedavi gerektiren en sık doğumsal ortopedik anormalliktir. Erkek cinsiyette daha sıktır. Cerrahi tedavi gerekmeden toplamda ortalama 6-7 kez tekrarlayan haftalık alçılarla düzelme sağlanır.
Serepal Palsi nedir?
Beynin oksijensiz kalması sonucu gelişen bir hastalıktır. Bu olay anne bebeğe hamile iken olabileceği gibi; doğum sırasında ve sonrasında gelişen çeşitli nedenlerle oraya çıkabilir. Hadise beyinde ilerleyici değildir. Ancak adalelerde gelişen istemsiz kasılmalar zamanla kemik ve eklemlerde şekil bozukluğuna yol açar. Bu da çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamasında zorluklara yol açabilir. Tedavisinde fizik tedavi, ortopedi iş birliği önemli yer tutar.
Çocuklarda içe ve dışa basma tedavisi var mı?
Yürümeye başlayan çocuklarda görülür. Genellikle ailede benzer sorunlar geçmiş dönemde görülmüştür. Kalça, bacak ve ayak kaynaklıdır. Çocuklar W tipi oturma veya bağdaş kurma eğiliminde olabilir. Bu tip sorunlarının bir kısmı zamanla düzelir. Düzelmeyen sorunların bir kısmı ise ameliyatla düzeltilebilir.
Düz Taban çeşitleri nelerdir?
Fizyolojik esnek olan düz tabanlık
Ayağın iç arkında yük verme ile oluşan çökmedir. Doğumda tüm bebeklerde düz tabanlık vardır. Sağlıklı bebeklerde 3 yaşına kadar düz taban görülebilir. Bu durum yürümeye başlayan çocukta aileleri endişelendirir. Bu şekildeki çocuklarda takviye ve tabanlıklar işe yaramayacağı gibi çocuğun özgüvenini de sarsar. Doktorun ağrılı ve patolojik ayağı ayırt etmesi önemlidir. Ameliyat sınırlı sayıda hastaya gerekir.
Patolojik esnek olmayan rigit düz tabanlık
Beyin felci, kas ve sinir hastalıkları ya da doğumsal kemik anormallikleri ile birlikte görülür. Bu hastalarda sıklıkla ameliyat gereklidir.
Eklemlerin İltihapsız Romatizması Artroz …
Eklemlerin İltihapsız Romatizması
Artroz
Artroz, eklemlerin iltihapsız romatizmasıdır. Bir veya birçok eklemde ağrı ile seyreder. Ağrı ile bilirlikte eklem tutukluğu, eklemden ses gelmesi, hareket kısıtlılığı ve şekil bozuklukları olabilir.
Osteoartroz veya kısaca artroz veya Türkçede kullandığımız şekliyle “kireçlenme” en sık görülen romatizma çeşididir. Aslında vücutta kireç fazlalığı diye bir olay yoktur. Artrozda değişiklikler kartilaj dejenerasyonu(yıpranması) sonrası eklem kıkırdağında başlar. Hastalık ilerledikçe eklem kenarlarında kemik çıkıntılar oluşur. Bir ya da birden çok eklemde görülen eklem yıpranması ya da yaşlanması olarak tanımlanabilir. Öncelikle, omurga (özellikle bel ve boyun bölgeleri), kalça, diz, ayak, el parmakları gibi çok işleyen, hareketli ve/ya da vücut ağırlığını taşıyan eklemlerde ortaya çıkar. Ağrı daha çok hareketle olup dinlenmekle geçer ancak bazı durumlarda uzun süre hareketsizlik sonrası tutukluk olarak kendini gösterir ancak bu tutukluk yarım saati geçmez
Kartilaj jel gibi ve katmanları vardır, ağırlığa karşı şok absorban özellik gösterir, eklem ve kartilajı çevreleyen sinoviyum kayganlığı sağlar. Artrozun ana nedeni eklem kartilaj yüzüne fazla mekanik yük ve kartilajın bu yükü kaldıramamasıdır. Artroz daha çok ağır fiziksel aktivite gerektiren işlerde çalışanlar, ağır egzersiz yapan kişiler, tekrarlatıcı hareketlerin fazla yapıldığı iş, hobi ya da egzersiz aktiviteleri yapan kişilerde daha fazla görülür. Kilo fazlalığı önemli bir risk faktördür.
Risk faktörleri:
Yaş: Artroz orta-ileri yaşların hastalığıdır. Yaş ilerledikçe hastalık görülme sıklığı artar. Yaşlanma ile elastisitenin kaybı ve rejenerasyon yani doku yenilenmesinin azalmasına bağlıdır.
Kalıtım: Özellikle el parmak eklemlerinde şişlere neden olan ve “nodüllü osteoartrit” diye bilinen türünde kalıtımın katkısı çok belirgindir. Cinsiyet: Diz ve ellerde görülen osteoartrit kadınlarda daha sık görülür. Kalça eklemi osteoartriti ise kadın ve erkeklerde eşit oranda görülmektedir. Kilo: Fazla kilo ve şişmanlık eklem üzerine binen yükü artırarak özellikle diz osteoartriti gelişme olasılığını yükseltmektedir.
Eklemlerde yapısal bozukluklar: Eklemlerde doğuştan görülen kalça çıkığı, düz tabanlık, skolyoz gibi ya da sonradan kaza, travma, hastalık gibi nedenlerle gelişen yapısal bozukluklar, eklemin işleyişini aksatarak osteoartrit gelişme riskini artırmaktadır. Eklem hastalıkları: Osteoartrit, eşlik eden başka herhangi bir hastalık olmaksızın görülebileceği gibi, eklemlerde görülen özellikle iltihabi nitelikli hastalıkların eklemde yaptığı yapısal bozukluklara bağlı olarak da gelişebilir. Gut, iltahabi romatizmal hastalıklarda eklem tutulumu gibi nedenlere bağlı. Eklemlerin aşırı kullanılması: Mesleki nedenlerle ya da yaşam tarzına bağlı olarak belirli eklemlerin aşırı kullanılması osteoartrit riskini artırmaktadır.
Tedavi:
Artrozun direk tedavisi yoktur, genelde şikâyetleri ve semptomları azaltmak ve daha ileri kartilaj hasarının önlenmesi hedeflenir. Öncelikle ağrı ve inflamasyonu azaltmak için non-steroid anti inflamatuar ilaçlar, muayene bulgusuna göre sıcak ya da soğuk uygulama ancak akut atakta soğuk uygulama, fizik tedavi, egzersiz, kinesioband tedavisi, kuru iğneleme vb. tedaviler yanında ağızdan, kas içine veya eklem içerisine kondroprotektif(kıkırdak koruyucu) tedavi yapılabilir. Hyaluronik asit eklem içi enjeksiyonu sinoviyal sıvı azalmasını takviye ederek eklem kayganlığını arttırır. Glucosamin kondritin daha çok başlangıç düzeyinde etki gösterir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon mevcut tedavi yöntemleri içinde en mantıklısı ve ucuzudur. Hastaya zarar vermeden hastalığın belirtilerini hafifletir ve artrozun ilerlemesini yavaşlatır. Artrozlarda 15 ile 21 seanslık tedavi genellikle yeterli olmaktadır.
İlaç tedavisinin yanında öncelikle ekleme binen yükü ve travmayı azaltmayı hedeflemelidir. Bunun için eklem stabilitesi restore edilmelidir. Hareketsizlik hem eklem metabolizmasını düşürerek, hem de eklem çevresi kasların zayıflaması sonucu ekleme yüklenmenin artması ile artroza neden olur ya da şiddetlendirir. Bu açıdan hareket gereklidir, ancak aşırı zorlayıcı hareket ve spor aktiviteleri de artroza neden olabilir. İlaç, fizik tedaviye ve diğer tedavilere cevap alınamayan ağır vakalarda cerrahi tedavi yapılır.
Göz Kapağı Estetiği ile Yorgun Bakışlara Son !
Göz Kapağı estetiği nedir?
Göz kapağı estetiği olarak bilinen blefaroplasti, göz kapağı bölgesindeki estetik sorunları düzeltmek, yaşlanma belirtilerini gidermek bazen de görme alanının daralmasına neden olan göz kapağı problemlerini tedavi etmek amacıyla gerçekleştirilen bir cerrahidir.
Hangi durumlarda yapılmaktadır?
Göz kapağı yapısal, genetik, yaşa bağlı, dejeneratif çeşitli nedenlerle kırışıklıklar geliştirmektedir. Üst göz kapağı cildi, kolajenini kaybederek sarkmalar oluşturmaktadır. Cilt altı yağ dokusu torbalanmalara sebep olmaktadır. Göz kapağı estetiğinin kalıcılığı ortalama 10-15 yıl avantaj sağlamaktadır. İleri yaşlarda cildin elastikiyetini kaybetmesiyle tekrar ihtiyaç duyulması halinde yeniden cerrahi yapılabilir. İşlemler estetik avantajları yanında ileri yaşlarda göz sağlığı için de görme alanındaki rahatlama açısından çok yararlıdır.
Göz kapağı estetiği işlemi nasıl yapılır?
Lokal anestezi ile üst göz kapağı, cilt fazlalıkları ve altındaki yağ doku düzeltilerek daha genç ve dinamik bir kapak haline gelir. Alt kapakta da aynı işlemler aynı seansta yapılabilmektedir. Blefaroplasti operasyonu çoğunlukla lokal anestezi ile yapılmaktadır. Bazen hastanın özel durumu nedeniyle genel anestezi ile yapılabilir.
Göz kapağı estetiği sonrası iyileşme kaç günde olur?
Ameliyat sonrası buz uygulamaları önemlidir. İlk günlerde şişlik, morluk gelişimi olabilir. Ciddi bir ağrı şikâyeti olmamaktadır. Hastanın 3. gün hastanede pansumanı yapılmaktadır. 10. gün ise estetik dikiş alınmaktadır.
Göz kapağı estetiği öncesi ve sonrası dikkat edilmesi gerekenler neler?
Hasta ameliyat öncesinde 1 ay botoks olmamalıdır. 1 ay sonunda hasta isterse medikal botoks işlemlerini yaptırabilir.
Op. Dr. Ferda OĞUZ
GÖZ HASTALIKLARI
Rinoplasti Uygulaması
Rinoplasti
Rinoplasti, burnun şeklini, boyutunu değiştirmek için yapılan cerrahi operasyonlara verilen isimdir. Burun ameliyatları, yaralanma nedeniyle burnun zarar görmesi ya da doğum kusurlarının düzeltilmesi gibi nedenlerle yapılabilmektedir. Ayrıca kişinin burnun fiziksel görüntüsünden memnun olmaması veya solunum güçlüğü yaşaması da rinoplasti nedenleri arasındadır. Yüzün merkezinde yer alan burunda yapılan değişiklikler yüzün genel çehresini çok etkilemektedir. Bu nedenle çok önemlidir.
Burun estetiği kazanımları neler?
Burun estetiği olarak da bilinen rinoplasti, size aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli hedeflere ulaşmanıza yardımcı olabilir:
1. İyileştirilmiş görünüm. Yüz uyumunu ve estetiği geliştirmek için burnun yeniden şekillendirilmesi.
2. Kusurların düzeltilmesi. Tümsek, çarpıklık veya belirgin asimetri gibi sorunların giderilmesi.
3. Artmış özgüven. Daha hoş bir burun görünümü yoluyla özgüvenin artması.
4. Daha iyi nefes alma. Septum eğriliği gibi burundan nefes almayı engelleyen yapısal sorunların düzelmesi.
5. Travma sonrası rekonstrüksiyon. Yaralanma veya travma sonrası burnun hem fonksiyonel hem de estetik nedenlerle onarılması
Rinoplasti Kimlere Uygulanabilir?
Burun estetiği en yaygın uygulanan cerrahi operasyonlar arasında yer almaktadır. Sadece estetik görüntü nedeniyle rinoplasti uygulaması yaptırmak isteyen kişilerde kıkırdak gelişiminin tam olarak beklenmesi gerekmektedir.
Ameliyat Öncesi Süreç
Hastanın durumuna uygun olarak doktorun değerlendirmesiyle açık burun ameliyatı veya kapalı burun ameliyatı yöntemlerden biri seçilir. Ameliyat öncesi tahlil ve tetkikler anestezi uzmanı tarafından yapılır. Hedeflenen değişiklikler kararlaştırılır ardından ameliyat günü belirlenir.
Op.Dr. Shamkhal Jafarov
KULAK BURUN BOĞAZ
Uzman Bölüm Hekimlerimiz
Migren için ne yapmalı?
Migren, insanın yaşamını olumsuz etkileyen ve bazı durumlarda kişiyi iş yapamaz…
Dermatoloji (Deri Hastalıkları)
Deri kanserleri tüm kanser türleri arasında en sık rastlanan kanser türleri arasındadır.