
Diyabetik Ayak Tedavisi ve Cerrahisi
Diyabetik Ayak Nedir?
Diyabetik ayak, diyabetin uzun vadeli etkilerinden biri olarak ortaya çıkan sinir hasarı (nöropati) ve dolaşım bozukluğu (periferik arter hastalığı) nedeniyle ayakta yara ve enfeksiyon oluşumudur.
Diyabetik Ayak Sendromunun Nedenleri:
Sinir Hasarı (Nöropati): Kan şekeri yüksekliği zamanla sinir hücrelerine zarar verir. Bunun sonucunda hasta ağrı, sıcaklık ve dokunma hissini kaybedebilir. Yara oluşsa bile fark edemeyebilir.
Dolaşım Problemleri: Diyabet, damar tıkanıklıklarına (periferik arter hastalığı) neden olarak ayak bölgesine kan akışını azaltır. Bu da dokuların iyileşmesini geciktirir.
Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması: Diyabet, enfeksiyonlarla savaşan bağışıklık hücrelerinin etkinliğini azaltır. Küçük bir yara bile hızla enfekte olup ilerleyebilir.
Ayak Yapısında Deformasyonlar: Uzun süreli nöropati nedeniyle ayak şekli değişebilir, basınca bağlı nasırlar ve ülserler gelişebilir.
Diyabet hastalarının %15-25’inde yaşamlarının bir döneminde diyabetik ayak yarası gelişme riski bulunmaktadır.
Diyabetik Ayak Belirtileri Nelerdir?
Diyabetik ayak hastalığı, genellikle sinsi ilerleyen bir süreçtir. Erken belirtiler fark edilmezse, enfeksiyon ilerleyerek kangren ve amputasyona yol açabilir.
📌 Diyabetik Ayak Belirtileri:
✔ Ayakta ve parmaklarda kızarıklık, şişlik ve hassasiyet
✔ Topuklarda, parmak aralarında veya tabanda yara oluşumu
✔ Yavaş iyileşen veya iyileşmeyen yaralar
✔ Ayakta ağrı, yanma, karıncalanma veya his kaybı
✔ Tırnak batması, mantar enfeksiyonları
✔ Cilt renginde değişiklik (solukluk veya morarma)
✔ Ayaktan kötü koku ve iltihap akıntısı
Bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, vakit kaybetmeden bir uzmana danışmanız gerekmektedir.
Diyabetik Ayak Tedavisi
Diyabetik ayak tedavisinin amacı yaraları iyileştirmek, enfeksiyonları önlemek ve dolaşımı artırarak uzuv kaybını engellemektir. Tedavi süreci, hastalığın evresine göre planlanır.
Diyabetik Ayak Tedavi Yöntemleri:
✔ Diyabetin Kontrol Altına Alınması: Kan şekerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve sağlıklı bir beslenme planı uygulanması gereklidir.
✔ İleri Yara Bakımı: Yaranın düzenli temizlenmesi, özel pansumanlar ve nem dengesi sağlanarak iyileşme süreci hızlandırılır.
✔ Antibiyotik Tedavisi: Yarada enfeksiyon varsa antibiyotik tedavisi uygulanarak enfeksiyonun yayılması önlenir.
✔ Ozon ve PRP Tedavileri: Bazı hastalarda doku yenilenmesini hızlandırmak için ozon tedavisi ve PRP (platelet rich plasma) uygulanabilir.
✔ Basınç Azaltıcı Ortopedik Ayakkabılar: Hastanın ayağına özel basıncı azaltan ayakkabılar ve tabanlıklar kullanılarak yaranın ilerlemesi önlenir.
✔ Damar Açıcı Tedaviler: Kan dolaşımını artırmak için anjiyografi ve stent uygulamaları yapılabilir.
İleri vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Diyabetik Ayak Cerrahisi
Eğer yara ileri seviyede doku kaybına neden olduysa ve enfeksiyon kontrol altına alınamıyorsa, cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelebilir. Diyabetik ayak cerrahisinde amaç, ayak fonksiyonlarını koruyarak uzuv kaybını önlemektir.
Diyabetik Ayak Cerrahisinde Uygulanan Yöntemler:
Nekrotik Doku Temizliği (Debridman): Ölü ve enfekte olmuş dokular cerrahi yöntemle temizlenerek yaranın iyileşme süreci hızlandırılır.
Damar Cerrahisi ve Anjiyoplasti: Dolaşımı artırmak için damar tıkanıklıkları açılır, stent veya bypass ameliyatı uygulanabilir.
Tendon ve Kemik Düzenlemeleri: Ayak deformasyonlarını düzeltmek için ortopedik cerrahi işlemler uygulanabilir.
Amputasyon (Son Çare Olarak): Eğer enfeksiyon kemiklere yayılmışsa ve tedaviye yanıt alınamıyorsa, enfekte bölgeyi almak için parmak veya ayak amputasyonu gerekebilir.
Diyabetik Ayaktan Korunma Yolları
Diyabetik ayak sendromunun önlenmesi için erken önlem almak hayati önem taşır.
📌 Günlük Ayak Bakımı İçin Öneriler:
✅ Her gün ayaklarınızı ılık suyla yıkayın ve iyice kurulayın.
✅ Düzenli olarak ayaklarınızdaki yara ve kesikleri kontrol edin.
✅ Çıplak ayakla yürümekten kaçının, koruyucu ayakkabılar giyin.
✅ Düzenli kan şekeri kontrolü ile diyabet yönetiminizi sağlayın.
✅ Sigara ve alkol tüketimini azaltarak damar sağlığınızı koruyun.
Sonuç
Diyabetik ayak sendromu, erken teşhis ve uygun tedavi ile önlenebilir bir hastalıktır. Ayak sağlığınızı korumak için düzenli muayene yaptırmalı, herhangi bir belirti fark ettiğinizde uzman bir doktora danışmalısınız.

Mide Balonu
Fazla kilolar, hem fiziksel hem de psikolojik sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Diyet ve egzersizle kilo vermekte zorlanan bireyler için mide balonu uygulaması, ameliyatsız ve etkili bir kilo kaybı yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Özel Aksu Göztepe Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü, mide balonu uygulaması ile hastalarına sağlıklı ve kontrollü kilo kaybı sağlamaktadır.
Mide Balonu Nedir?
Mide balonu, endoskopik yöntemle mideye yerleştirilen, sıvı veya hava ile şişirilen bir medikal cihazdır. Midenin belirli bir kısmını kaplayarak kişinin daha az yemekle daha uzun süre tok kalmasını sağlar. Bu yöntem, iştah kontrolü sağlayarak kalori alımını azaltmaya yardımcı olur ve hastaların kilo verme sürecini destekler.
- Ameliyat gerektirmeyen bir kilo verme yöntemidir.
- Kısa sürede uygulanabilir ve hastanede yatış gerektirmez.
- Diyet ve egzersizle desteklendiğinde etkili ve kalıcı kilo kaybı sağlar.
Mide Balonu Kimler İçin Uygundur?
Mide balonu uygulaması, diyet ve egzersizle kilo veremeyen veya cerrahi yöntemlerden kaçınan bireyler için uygun bir seçenektir.
Kimler mide balonu yaptırabilir?
- Vücut kitle indeksi (VKİ) 27 ve üzerinde olan bireyler
- Obezite cerrahisi için uygun olmayan veya ameliyat istemeyen hastalar
- Kilo verme sürecinde destekleyici bir yöntem arayanlar
Kimler için uygun değildir?
- Mide ülseri, gastrit veya reflü gibi mide rahatsızlıkları olanlar
- Daha önce mide ameliyatı geçirmiş olanlar
- Gebe veya emziren kadınlar
- Ciddi yeme bozukluğu bulunan bireyler
Mide Balonu Nasıl Uygulanır?
Mide balonu uygulaması, endoskopik yöntemle gerçekleştirilen kısa ve konforlu bir işlemdir.
- İşlem süresi: Ortalama 15-20 dakika sürer.
- Anestezi: Sedasyon altında yapılır, hasta işlem sırasında ağrı veya rahatsızlık hissetmez.
- Yerleştirme süreci: Endoskop yardımıyla mideye yerleştirilen balon, sıvı veya hava ile şişirilerek belirli bir hacme ulaşır.
- İyileşme süreci: Hasta, işlemden kısa bir süre sonra taburcu edilir ve aynı gün günlük hayatına dönebilir.
- Balonun kalma süresi: Genellikle 6 ay ile 1 yıl arasında değişir ve bu sürenin sonunda çıkartılır.
Mide Balonunun Avantajları
- Ameliyat gerektirmeyen bir yöntemdir.
- İştah kontrolü sağlayarak daha az yemek tüketmeye yardımcı olur.
- Kilo kaybını destekler ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazanılmasına yardımcı olur.
- Diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kalıcı kilo kontrolü sağlanabilir.
- Mide yapısına herhangi bir zarar vermez ve geri dönüşümlü bir yöntemdir.
Mide Balonu Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Mide balonu yerleştirildikten sonra sağlıklı kilo kaybı için beslenme düzenine dikkat edilmesi gerekir.
- Hafif ve sıvı gıdalarla başlanmalı, daha sonra katı gıdalara geçilmelidir.
- Yağlı, şekerli ve yüksek kalorili gıdalardan kaçınılmalıdır.
- Küçük porsiyonlarla ve yavaş yemek yenmelidir.
- Günlük su tüketimi artırılmalıdır.
- Düzenli egzersiz yaparak kilo verme süreci desteklenmelidir.
Mide balonu tek başına bir mucize değildir. Sağlıklı beslenme ve egzersizle desteklendiğinde başarılı sonuçlar alınabilir.
Mide Balonu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Mide balonu kaç kilo verdirir?
Sonuçlar kişiye bağlı olarak değişse de, mide balonu ile 6 ay içinde toplam vücut ağırlığının %10-20’si kaybedilebilir.
Mide balonu mideye zarar verir mi?
Uygulama uzman doktorlar tarafından yapıldığında mide yapısına zarar vermez ve güvenli bir yöntemdir.
Mide balonu çıkarıldıktan sonra kilo alınır mı?
Eğer sağlıklı beslenme ve egzersiz alışkanlıkları edinilmezse, balon çıkarıldıktan sonra kilo alma riski olabilir.
Mide balonu nasıl çıkarılır?
Endoskopik yöntemle mideye yerleştirildiği gibi, aynı şekilde güvenli bir şekilde çıkartılabilir.
Sonuç
Mide balonu, ameliyatsız kilo vermek isteyen bireyler için etkili ve güvenli bir yöntemdir. Özel Aksu Göztepe Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü, uzman doktorlarıyla mide balonu uygulamasını güvenli bir şekilde gerçekleştirmektedir. Bu yöntem, sağlıklı kilo kaybı için kontrollü bir çözüm sunar ve obezite ile mücadelede önemli bir alternatiftir.

Mide Botoxu ile Ameliyatsız Kilo Verme Yöntemi
Günümüzde fazla kilolar, birçok sağlık probleminin temelini oluşturuyor. Diyet ve egzersizle kilo vermekte zorlanan kişiler için mide botoxu, cerrahi gerektirmeyen ve etkili bir kilo kontrol yöntemi olarak öne çıkıyor. Özel Aksu Göztepe Hastanesi Genel Cerrahi bölümü, mide botoxu uygulaması ile daha sağlıklı ve sürdürülebilir kilo kaybı sağlanmasına yardımcı olmaktadır.
Mide Botoxu Nedir?
Mide botoxu, mide duvarındaki düz kaslara botulinum toksini (botox) enjekte edilerek mide hareketlerinin yavaşlatılmasını sağlayan bir kilo verme yöntemidir. Bu işlem sayesinde mide boşalma süresi uzar ve kişi daha uzun süre tokluk hissi yaşar. Böylece iştah kontrol altına alınır ve daha az yemek tüketimi sağlanır.
- Ameliyatsız ve güvenli bir yöntemdir.
- Mideye herhangi bir kesik veya dikiş uygulanmaz.
- Hastalar, işlem sonrası günlük hayatlarına hızla dönebilir.
Mide Botoxu Kimler İçin Uygundur?
Mide botoxu, özellikle diyet ve egzersizle kilo vermekte zorlanan bireyler için uygun bir yöntemdir. Ancak vücut kitle indeksi (VKİ) 25-40 arasında olan ve cerrahi operasyon gerektirmeyen kişiler için daha etkilidir.
Kimler mide botoxu yaptırabilir?
- Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 25-40 aralığında olan bireyler
- Diyet yapmasına rağmen kilo vermekte zorlananlar
- Ameliyatsız kilo verme yöntemi arayanlar
- Mide rahatsızlığı bulunmayan kişiler
Kimler için uygun değildir?
- Mide ülseri veya gastriti ileri seviyede olan hastalar
- Nörolojik kas hastalıkları bulunan bireyler
- Gebe veya emziren kadınlar
Mide Botoxu Nasıl Uygulanır?
Mide botoxu işlemi, endoskopik yöntemle mideye botulinum toksininin enjekte edilmesi ile gerçekleştirilir.
- İşlem süresi: Ortalama 20-30 dakika sürer.
- Anestezi: Hafif sedasyon uygulanarak hasta rahatlatılır.
- İyileşme süreci: Hasta, işlem sonrası kısa bir dinlenmenin ardından taburcu edilir. Günlük hayatına hızla dönebilir.
- Etkisi: İşlemden 3-7 gün sonra etkisini göstermeye başlar ve 4-6 ay boyunca devam eder.
Mide Botoxunun Avantajları
- Ameliyatsız ve konforlu bir uygulamadır.
- Kilo kaybı sürecini hızlandırır ve iştahı azaltır.
- Günlük yaşama hızlı dönüş sağlar.
- Sindirim sistemine zarar vermez ve midenin doğal yapısını korur.
Mide Botoxu Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Mide botoxu sonrası sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmelidir. İşlem sonrası:
- Dengeli ve sağlıklı beslenme programına uyulmalıdır.
- Şekerli ve yağlı gıdalardan kaçınılmalıdır.
- Yüksek proteinli ve lifli gıdalar tüketilmelidir.
- Bol su içilerek mide sağlığı desteklenmelidir.
Mide botoxu tek başına bir mucize değil, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile desteklendiğinde başarılı sonuçlar sunar.
Mide Botoxu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Mide botoxu ne kadar sürede etkisini gösterir?
İşlemden 3-7 gün sonra etkisini göstermeye başlar ve 4-6 ay boyunca devam eder.
Mide botoxu kaç kilo verdirir?
Sonuçlar kişiye bağlı olarak değişse de, 6 ay içinde 10-15 kg arasında kilo kaybı sağlanabilir.
Mide botoxunun yan etkileri var mı?
Genellikle hafif ve geçicidir. Bazı hastalarda hafif şişkinlik, mide rahatsızlığı veya geçici mide kasılmaları görülebilir.
Mide botoxu sonrası normal yaşama dönüş süresi nedir?
İşlem sonrası hasta genellikle aynı gün içinde taburcu edilir ve günlük aktivitelerine hızlı bir şekilde devam edebilir.
Sonuç
Mide botoxu, ameliyatsız kilo vermek isteyen bireyler için güvenli ve etkili bir yöntemdir. Özel Aksu Göztepe Hastanesi Genel Cerrahi bölümü tarafından uzman hekimlerimiz eşliğinde gerçekleştirilen bu işlemle daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmeye adım atabilirsiniz.

EEG ve EMG: Beyin ve Sinir Sistemi Sağlığınızı Kontrol Altına Alın
Beyin ve sinir sistemi rahatsızlıklarının teşhisinde doğru yöntemlerin uygulanması, etkili bir tedavi süreci için kritik bir öneme sahiptir. EEG ve EMG testleri, nörolojik ve kas-iskelet sistemi hastalıklarının tanısında kullanılan en etkili teşhis araçlarıdır. Bu yazımızda, EEG ve EMG testlerinin ne olduğu, hangi durumlarda yapıldığı ve neden önemli olduğu hakkında detaylı bilgiler sunuyoruz.
EEG (Elektroensefalografi) Nedir?
EEG, beyin dalgalarını ölçerek nörolojik hastalıkların teşhisinde kullanılan bir yöntemdir. Kafa derisine yerleştirilen elektrotlar yardımıyla beyindeki elektriksel aktiviteyi kaydeder. Bu test, özellikle epilepsi ve diğer nörolojik bozuklukların teşhisinde büyük önem taşır.
EEG Hangi Durumlarda Yapılır?
- Epilepsi teşhisi ve takibi
- Uyku bozuklukları
- Kronik baş ağrıları ve migren
- Beyin tümörleri
- Beyin hasarları
- Demans ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklar
EEG, non-invaziv bir yöntem olduğu için hastaya herhangi bir ağrı veya rahatsızlık vermez ve genellikle 20-40 dakika arasında tamamlanır.
EMG (Elektromiyografi) Nedir?
EMG, kasların ve sinirlerin elektriksel aktivitesini ölçmek için kullanılan bir testtir. Sinirlerin ve kasların doğru bir şekilde çalışıp çalışmadığını değerlendiren EMG, kas hastalıkları, sinir sıkışması ve periferik sinir sistemi bozukluklarının teşhisinde hayati bir rol oynar.
EMG Hangi Durumlarda Yapılır?
- Sinir sıkışmaları (karpal tünel sendromu gibi)
- Kas güçsüzlüğü ve kas ağrıları
- Periferik nöropati
- Kas hastalıkları (miyopati gibi)
- Omurilik hastalıkları
- Travma sonrası sinir hasarları
EMG testi sırasında, ince iğnelerle sinirlerin ve kasların elektriksel aktiviteleri ölçülür. İşlem sırasında hafif bir rahatsızlık hissedilebilir, ancak bu kısa süreli bir durumdur.
EEG ve EMG Testlerinin Önemi
EEG ve EMG testleri, nörolojik ve kas-iskelet sistemi hastalıklarının teşhisinde altın standart olarak kabul edilir. Bu testler, belirtilerin nedenini belirleyerek doğru bir teşhis koymayı ve etkili bir tedavi planı oluşturmayı sağlar. Ayrıca, bu testler sayesinde hastalıkların erken evrede tespit edilmesi mümkün olur ve tedavi süreci daha başarılı hale gelir.
Kimler EEG ve EMG Testlerini Yaptırmalıdır?
- Sürekli tekrarlayan baş ağrıları veya migreni olanlar
- Kas ve sinir sistemi rahatsızlıkları yaşayan bireyler
- Epilepsi teşhisi konmuş veya şüphelenilen hastalar
- Sinir sıkışması ve karpal tünel sendromu belirtileri gösterenler
- Kas güçsüzlüğü ve uyuşma gibi semptomları olan kişiler
Neden Özel Aksu Göztepe Hastanesi?
Özel Aksu Göztepe Hastanesi, EEG ve EMG testleri için son teknoloji cihazlarla donatılmış bir ortam sunar. Alanında uzman nörologlarımız ve deneyimli sağlık ekibimiz, teşhis ve tedavi sürecinde size en iyi hizmeti sağlar. Ayrıca, hasta konforu ve güvenliği bizim için her zaman ön plandadır.
EEG ve EMG Testlerinin Uygulama Süreci
Her iki test de uzman ekiplerimiz tarafından titizlikle gerçekleştirilir. EEG testi için kafa derisine yerleştirilen elektrotlar, beyin aktivitelerini kaydederken; EMG testi sırasında kasların ve sinirlerin elektriksel aktivitesi ölçülür. İşlemler sırasında hastalarımıza konforlu bir ortam sağlanır ve testler kısa sürede tamamlanır.
Sonuç
EEG ve EMG testleri, beyin ve sinir sistemi hastalıklarının teşhisinde kritik bir rol oynar. Özel Aksu Göztepe Hastanesi’nde, bu testleri güvenle yaptırabilir, sağlığınızı emin ellere teslim edebilirsiniz. Belirtilerinizi ihmal etmeyin, erken teşhis hayat kurtarır.